HARUN ARSLAN YAZDI: “ŞEHİDİMİZ BURAK YILDIZ” ve MERSİN’den DÜNYAYA VERİLEN MESAJ…

Mersin’in şehidi, polis memuru Burak Yıldız’ın defin törenine katıldım.

Son birkaç yıldır katıldığım şehit cenazelerinin hiçbirinde rastlamadığım şiddette bir yağmur vardı. Camiden mezarlıktaki defin töreninin sonuna kadar, tam 3 saat yağmur hiç durmadı…

Cami avlusuna konan dev şemsiyelere rağmen kenarlarından akan yağmur suyu, cemaati sırılsıklam ıslattı.

Sağanak yağmur devam ederken, camiden mezarlığa yola çıkıldı.

Mezarlıkta kimi yerlerde göllenen sular bir yana, gittikçe hızlanan yağmur altında defin merasimi yapıldı.

Acımız, suskun öfkemiz ve yağmura karışan dualarımızla, şehidimizi sonsuzluğa uğurladık.

* * *

Sevgili Okurlar; bunca ağır hüzün, bunca bitmeyen yas sürecinde şehidimiz Burak Yıldız’ı uğurlarken, beni derinden etkileyen bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Evet; hiçbir şehit cenazesinde bu kadar şiddetli yağmur yağmamıştı;

ancak hiçbir şehit cenazesi de, bunca yağmura rağmen böylesine kalabalık olmamıştı.

Elbette her şehidimiz bizim için, halkımız için aynı derecede değerlidir, özeldir ve kutsal bir emanettir.

Şehidimiz Burak Yıldız da bizim için değerli ve unutulmazdır.

Fakat bu defa halkımız her zaman gösterdiği duyarlılığın ötesinde büyük bir katılımla, defin törenine farklı bir anlam yükledi.

Torosların tepesindeki dağ köylerinden, en ücra ve uzak ilçelerden hemşeriler, çok olumsuz hava şartlarına rağmen bu şehidimizi uğurlamak üzere akın akın geliyordu.

Bunun, şehidimiz üzerinden bir toplumsal dayanışma mesajı olduğunu, paylaşılan yas etrafında hiç rastlanmadık ölçüde bir birliktelik yaşandığını hemen anlıyorduk.

Bu, diğer kutsal şehitlerimizin hatıraları eşliğinde büyük bir tepkiyi, sahiplenmeyi, dayanışmayı ve her türlü farklılığı aşan bir bütünleşmeyi işaret ediyordu.

Mersin’in Bakanı, Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı neredeyse tüm Milletvekilleri, İlçe Belediye Başkanları, İl Müdürleri ve her zamankinden daha fazla kent dinamikleri cenaze törenindeydi.

Burada halkımızın vermek istediği mesaj doğru anlaşılmalıdır.

Son terör olayları ile insanlarımız arasındaki normal farklılıklar üzerinden bir kamplaşma tahrik edilmekte, toplumsal fay hatlarında kırılmayı amaçlayan bir kirli oyun oynanmaktadır.

Elbette doğrudan ekonomiye zarar vermeye yönelik sonuçlar da beklenmektedir; ancak asıl kirli hesaplar toplumsal barışı sabote edecek bir iç savaş odaklıdır.

Oysa 15 Temmuz darbe girişiminde halkımızın gösterdiği destansı cesaret, inanılmaz direnç, birlik ve beraberlik anlatılmakla, yazılmakla ifade edilecek bir şey değildi.

Şurası son derece açıktır: 15 Temmuz Direnişi, bütün kirli hesapları alt üst etmiştir ve son dönemdeki cinnetli saldırılar, diğer dış kaynaklı hesaplar yanında bu kara öfkenin eseridir.

* * *

Şimdi; son şehidimiz Burak Yıldız’ın cenaze töreninde halkımız bir kez daha bütün dünyaya şunu anlattı: Birlik ve beraberliğimizi, 15 Temmuz darbe girişimine karşı gösterdiğimiz güçte, yoğunlukta ve kararlılıkta korumayı sürdürmekteyiz.

Daha birkaç gün önce bu kent bir sel felaketi yaşadı; bunun izleri henüz kaybolmamışken Mersinliler benzer yoğunlukta yağışa rağmen en uzak köylerden, Mersin’in kıyı kenar mahallelerinden akın akın bu cenaze törenine katıldılar. Cami avlusu, yollar ve Mezarlıktaki Şehitlik Mersinli hemşerilerle tıka basa doluydu.

Evet; bu ilgiyi, tepkiyi, sahiplenmeyi doğru okumak ve Mersin’den verilen bu anlamlı mesajı iyi anlamak gerekiyor.

Bu ülke insanı, 15 Temmuz’daki inanılmaz destansı direniş ruhunu geliştirerek koruyor; şehitlerimiz üzerinden bu kararlılık daha da güçleniyor ve toplumsal yasla biçimlenen öfke ve sabır, müthiş bir dayanışmaya neden oluyor.

Bu dayanışma, inanç ve kararlılık olduktan sonra da kimse kirli hesaplar yapmasın, kimse bu güzelim insanların arasına kin ve nefret tohumları ekmeyi tahayyül bile etmesin.

Dayanılmaz şiddette yağmura rağmen, kutsal bir görev bilerek dağlardan kente akan bunca insan, her türlü farklılığı silerek bir cemaat oluşturdu ve Şehidimiz üzerinden çok net bir mesaj verdi: Öfkemiz büyüdükçe, yas günlerimiz uzadıkça bir daha sıkı sarılacağız birbirimize; bu güzel ülkede farklılıklarımızı koruyarak, elbette tartışarak bir arada yaşayacağız ve nifak tohumu ekmeyi amaçlayan karanlık ve kirli elleri bu dayanışma bilinciyle kıracağız!

* * *

21 yaşında milletimizin huzur ve güvenliğini sağlamak için görev başında şehit olan polisimiz Burak Yıldız, diğer şehitlerimizin aziz hatıralarıyla güçlenen bir son görevi daha üstlenmiş ve bu göz yaşartıcı dayanışmayı ortaya çıkarmıştır; birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen şer odaklarına karşı bizleri tek yumruk halinde birleştirmiştir.

Bizler de bu vesileyle Mersin’den tüm ülkeye, tüm dünyaya birlik ve beraberliğimizi ve bölünmez bütünlüğümüzü ve polisimize olan güvenimizi, sevgimizi bir kez daha duyurmuş olduk.

Bizleri ayırmaya, iç kavgaya sürüklemek isteyen kirli hesap sahipleri şunu iyice duysunlar: Her şehidimizle biz daha kararlı, daha inançlı ve daha güçlü bir dayanışma içinde olacağız! Son şehidimizin ayağa kaldırdığı Mersin halkı, her türlü farklılığı silerek oluşturduğu toplumsal dayanışma ruhuyla bunu anlattı. Yasımız, öfkemiz, Toroslardan Akdeniz kıyılarına akan acımız bir yana, biz el eleyiz, iç içeyiz, kardeşiz ve Bir’iz… Her acıda bu duygumuz güçlenerek sürecektir.

Herkes hesabını buna göre yapmalıdır.