Yazar Harun Arslan, Denizkızı A.Ş. üzerinden Mersin kıyılarının nasıl dizayn edilmeye çalışıldığını yazdı.
MERSİN HALKININ KUMSALA GÖMÜLEN PARASI
15 yıl neredeyse hiçbir şey yapılmamış, geriye yüzlerce sorun bırakılmış bir Büyükşehir Belediyesi teslim alınmıştı…
Tabii öncelikli olarak halkın yaşamını sürdürmesini ve kolaylaştırmasını sağlayacak proje ve düzenlemelerden başlanmalıydı.
*Ekmek fabrikası,
*fakir ve ihtiyaçlılara giysi ve gıda yardımı,
*çukurlarla dolu yolların yapılması,
*su ile ilgili sorunların çözülmesi ve benzer birçok ivedi günlük yaşamla ilgili sorun giderilmeye çalışıldı.
Yüzlerce sorunla boğuşulurken Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri yanına MTSO Turizm Platformu Başkanı’nı alarak Büyükşehir Belediyesi Deniz Kızı Turizm Şirketi ile hiçbir önceliği olmaması gereken kıyıları dizayn projesine giriştiler!
Bu şirket sahillerdeki plaj, kamping, restoran, büfe, kafe gibi yerleri ortadan kaldırıp yerlerine Belediye tesislerini kurmayı amaçlıyordu.
Doğru yöntemle yapılsa farklı amaçlar güdülmese doğru ve yararlı olabilirdi.
Fakat yanlışlarla, hatalarla, anlaşılmaz amaçlarla başladılar.
Kendilerine yöntemlerinin yanlış olduğunu, bu şekilde devam etmemeleri gerektiğini, Mersin’e, Mersin’in turizmine ve halkımıza zarar vereceklerini anlattım; defalarca köşe yazılarımda belirttim ve uyardım.
Ayrıca halk lobisindeki Mersin sevdalısı dostlarımız ve çeşitli oluşumların başkan ve yöneticileri de kendilerini uyardı.
Özellikle MTSO Turizm Platformu Başkanı’nın bu işin içine alınarak MTSO’nun da hiç gereği yok iken sorumluluk altında bırakılmasının doğru olmadığı ve Büyükşehir Belediyemizin yanlış yönlendirildiği belirtildi.
Maalesef bu eleştirilerimiz dikkate alınmadı; üstelik Platform Başkanı basına son olarak şu demeci verdi:
“Bu şirketteki rolüm, sahip olduğum tecrübe ve bağlantılarımı Denizkızı Turizm AŞ. Bünyesinde özel sektör bursa escort mantığı ile aktarmak ve kullanmaktır. Kent adına yapılan bu fedakarlıktan dolayı MTSO’ yu eleştirmek vicdansızlıktır, hadlerini bilmemezliktir.”
Eleştirenler daha da ağır hakaretlere uğradılar.
Sonuçta bu tecrübe ve sözü edilen özel sektör mantığı(?) ile öncelikle çok sayıda esnafa zarar verdiler; çok sayıda esnafın ekmeği ile oynadılar.
Zaten yıllarca Mersin MTSO Turizm Platformu tarafından yanlış turist rakamları ile aldatıldı. Yine geçtiğimiz yıl 536 bin turist geldiği iddia ediliyor. Oysa ki gerçek rakam 19 bin.
Sonunda da, söylenene göre 5 milyon liralık bir bütçe ile kendi plajlarını kurdular.
Önce Milli Emlakten kiralanan yerlerin dışına çıkılarak Merkezi İdare ile ihtilafa düşüldü.
Emniyet Güçleri ile Belediye görevlileri karşı karşıya getirildi.
Yapılan yerleri sökülüp geri çekilmek durumunda kalındı.
Sonra bir şezlongu 40 liraya kiralayarak çok büyük tepki aldılar.
Yine duyumlarımıza göre 7.500 şezlong alınmış, 2500 şezlong da sipariş verilmiş. Alınan şezlonglarda şu anda çok kayıp olduğunu duyuyoruz.
Yani boşa giden halkın parası!
Prensip olarak resmi bilgi alma yollarına ve yasal işlemlere başvurmam. Mersin’in gelişmesi ve kurtuluşu için yaptığımız çabalarda her türlü eleştiri, iftira ve saldırıya maruz kalsak da, karşı tarafa dönük yasal yolları tercih etmedik.
Bana göre halkın vicdanı ve kamuoyunun yargısı en önemlisidir.
İnsanlarımıza gölgeyi 40 TL’ye satanlar hiçbir zaman halkın vicdanında unutulmayacaktır.
Yıllarca bu yapılanlar yapanın yanına kar kaldı. Hep örtbas edildi, unutuldu, takip edilmedi.
Gelin bu defa yapanın yanına kar kalmasın.
Büyükşehir Belediyesi’nin tüm iyi niyetli çalışmaları iki kişinin yanlışı yüzünden gölgelenmesin.
Kamuyu zarara uğratanlar bunun bedelini ödesinler ve bu tepki bundan sonrakilere ders olsun…