Mersin’in tanınmış Gazetecilerinden Avukat İzzet Uludağ, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganı atan ve kılıçlarını çatarak geleneksel yemini okuyan teğmenlerle ilgili soruşturma açılmasın değerlendirdi. İşte İzzet Uludağ’ın o yazısı:
TÜRK MİLLETİ’NİN GÖZ BEBEĞİ TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’Nİ TEĞMENLER ÜZERİNDEN ZAAFA UĞRATMAK
PKK’nın uzantısı HDP ve DEM Partisi eş başkanı Bakırhan’ın sarf ettiği “Şeyh Sait ve Seyyid Rıza gibi yapacağız” sözü sonrasında güçlü bir Türk Ordusu’na, TSK’ne sahip olmak daha da kaçınılmaz olmuştur. Mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in ASKERLERİYİZ” diye dostlara, özellikle başını ABD emperyalizmi ve İsrail Siyonizmi’nin ve bölgede yıkıcı ve bölücü güçleri olan PKK ve YPG gibi bölgede sözde bağımsız büyük bir Kürdistan kurulması için kullanılan düşmanlara Atatürk üzerinden mesaj anlamı taşıyan bu sloganı atan Teğmenler, bütün millî güçlerin ve Türk milletinin duygularına ve iç CEPHENİN nasıl oluşması gerektiğine gönderme yapmışlardır.
Teğmenler hakkında dava açıldığı söyleniyor.
Üzgünüz.
Umarız, genç teğmenlerin bu haykırışı, ülkemizin içinde bulunduğu içeriden ve dışarıdan kuşatılmışlık içeren ve çıkış bekleyen koşullara karşı en geniş birliği çare olarak gören Türk Milleti adına iç cepheyi sağlam tutmak için milli bir tepki olarak görülür.
Tam da ülkenin ve bölgenin yeniden hareketlendiği bir dönemde, özellikle DEM Partisi eş başkanı Bakırhan’ın bir isyana çağrı anlamı taşıyan “Şeyh Sait ve Seyyid Rızaların yaptığını yapacağız” tehdidi sonrasında devlet ricalinin, TSK’nın daha dikkatli ve titiz olması gerektiği kanısındayız.
Ancak bunun yanında kavranması zorunlu olan, yine bu koşullarda at izi ile it izinin karıştığı günlerde Atatürk’ün Gençliğe Seslenişte ifade ettiği gibi koruyacak ve muhafaza edecek, ilelebet yaşatacak olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin de tehlike altında olduğudur.
Bu koşullarda, düşünüp taşınmadan, hangi güce hizmet edeceğimizi kavramadan, devleti korumakla görevli Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zaafa uğratacak paylaşımlar, bu sloganları atan teğmenler üzerinden yapılabilir.
Ordusu birlik içinde olmayan milletler, iç cepheyi de sağlam tutamayacağı için büyük tehdit ve tehlikelere açık hale gelirler.
Teğmenlerin attığı “Mustafa Kemal’in ASKERLERİYİZ” sloganı, iç cepheyi sağlam tutmak zorunda olduğumuz bu günlerde, Türk milli Devleti’nin kurucusu Atatürk’ün milli bağımsızlığımızı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni muhafaza ve müdafaa etmeyi Türk Milleti’ne ve gençliğe milli bir görev olarak verdiğinden benimsemek ve desteklemek bugün özellikle çok değerlidir. Ancak kaş yapayım derken göz çıkarmak mümkündür ve ülkemizi dört bir yandan kuşatan, içeride de “Şeyh Sait ve Seyyid Rızaların yaptıklarını yapacağız” diyen düşmanlar pusuda beklemektedir. Bu güçler, millet içinde çıkabilecek bütün çatlakları, her türden ayrılıkları derinleştirmeye özellikle çalışmaktadırlar.
Şeyh Sait ve Seyyid Rızalar gibi yapmaya gayret eden, ülkemizin önce eyaletlere ayırılması ve ardından bölgede sözde bağımsız büyük bir Kürdistan kurulması için faaliyette bulunan PKK ve YPG gibi bölücü unsurlara ve bunları, bölgede “ikinci İsrail Devleti” anlamına gelecek bir devlet kurması için sonuna kadar destekleyen, silah ve para yağdıran ABD emperyalizmi ve İsrail Siyonizmi’ni, ülkemizde çatlaklardan yararlanmak isteyen ve Atatürk’ün uzun yıllar mücadele ettiği bölücü güçler karşısında bugün de iç cepheyi sağlam tutmanın ülkemiz ve bölgemiz için ne kadar doğru bir strateji olduğunu unutmamamız gerektiğini bilmek zorundayız.
Bilinmelidir ki Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Milleti’nin göz bebeğidir.