CHP kongresinde yaşanan tek aday dayatmasına yönelik iddialar dudak uçuklattı. “Eski CHP yöneticilerinin” iddiaları CHP-HDP-Gül ve Babacan ittifakına işaret etti.
Aydınlık Gazetesi’nde yer alan haberde CHP’de il
kongreleri sürerken genel merkez, CHP, HDP ve Gül-Babacan ittifakına uygun bir
CHP yaratma politikası izlediği iddia edildi. Tek aday dayatması ve bu plana
karşı olan adayların engellenmesi de bu amaca yönelik. Delege ise tepkili,
dayatma adaylara oy vermiyor. Ya oylamaya katılmıyorlar ya da boş oy
veriyorlar. Dayatılan adaylar delegenin yarısının bile oyunu alamıyorlar.
MERSİN’DE SANDIĞA GİDİŞ ORANI DÜŞÜK KALDI
İzmir ve Ankara’da il başkanları delegelerin yarısının
bile oyunu alamadı. İstanbul’da da benzer bir durum yaşandı. 677 delegeden
sadece 444’ü Canan Kaftancıoğlu’na oy verdi. Mersin’de de durum değişmedi. 630
delegenin 542’si sandığa gitti. Geçerli oy sayısı Mersin’de 459 olurken, tek
aday Adil Aktay 428 oy alarak seçilebildi.
CHP’de kongreler süreci devam ederken genel merkezin
kongrelere tek başkan adayı ile gidilmesi kararı etkili oldu. 957 ilçe
kongresinin yaklaşık 550’sinde tek adayla kongre yapıldı. Genel merkezin
atadığı aday dışındakilere, belediyeler üzerinden baskı uygulandığı görüldü.
İkinci bir kişinin aday olmaması için her yönteme başvuruldu.
ASIL AMAÇ; CHP-HDP GÜL VE BABACAN İTTİFAKINA UYGUN CHP YARATMAK!
CHP kongrelerindeki gelişmeleri Aydınlık’a değerlendiren
eski CHP yöneticileri, genel merkez yöneticilerinin bir plan dahilinde hareket
ettiğini belirtti. Asıl amacın CHP-HDP ve Gül-Babacan ittifakına uygun bir CHP
yaratmak olduğunu ifade eden CHP’li muhalifler, partinin Altı Ok çizgisinden
uzaklaştırıldığını vurguladı. Uzun yıllar partide milletvekilliği de yapmış
eski bir genel başkan yardımcısı, şöyle konuştu:
“Şu anda CHP’li olmayan CHP yöneticilerinin yapmak
istediği bu. İttifakı CHP yönetimine de taşıma çabasındalar. İl kongrelerinde
kurultay delegelerini güvenilir(!) kişilerden yapmaya özen gösterdiler.
Muhtemelen kurultayda blok liste ile seçime girilecek. İstenilen isimler blok
listeye konulup CHP yönetimine taşınacaklar. Kulağımıza gelen bilgilere göre
bunlar arasında ‘Yetmez ama EVETçiler’ de var. HDP-Gül-Babacan ittifakına
itiraz edecek, hatta Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığına evet diyecek bir yönetim
oluşturulmaya çalışılıyor.”
Ancak parti tabanının tepkisi giderek büyüyor. İl
kongrelerinde delegeler kongrelere katılsa da seçim için ya oy kullanmayarak ya
da boş oy kullanarak tepki gösterdiler.
İZMİR, İSTANBUL, ANKARA, MERSİN…
CHP’nin en yüksek oranda oy aldığı İzmir İl Kongresi’nde
aday olmak isteyen kişilerin adaylıkları çeşitli gerekçelerle düşürüldü. Genel
Merkez tarafından desteklenen tek aday Deniz Yücel, 611 delegenin ancak
253’ünün oyunu alabildi.
Genel Merkez, İstanbul il başkanlığına aday olarak Canan Kaftancıoğlu’nu
belirledi. Diğer adayların adaylıkları belediyeler üzerinden engellendi,
adaylık için imza vermesi beklenen delegeler ikna edildi. Kemal
Kılıçdaroğlu’nun iknasıyla adaylıktan çekilen Cemal Canpolat ‘Kılıçdaroğlu
ittifaka önem verdiği için tek adayla kongre yaptıklarını’ açıkladı. Tek aday
olarak seçime giren Kaftancıoğlu 677 delegenin 444’ünün oyuyla seçildi.
Ankara’da da benzer bir olay yaşandı. İl başkanı
adaylarının teke indirilmesi için belediye başkanları üzerinden yoğun baskı
yapıldı. Yapılan bütün baskılara rağmen Ayhan Yalçınkaya adaylıkta ısrar etti.
Yalçınkaya yeterli imzayı bulmasına rağmen onun için imza verenlerden bazıları
ikna edilerek imzaları çektirildi. Yalçınkaya ikinci kez yeterli imzayı
topladı, bu kez de Yalçınkaya’ya imza verenlerin imzaları taklit edilerek
mükerrer hale getirildi. Yalçınkaya 3. kez imza topladı. O da ‘geç kaldın’
denilerek kabul edilmedi. Yalçınkaya’ya ilk aşamada imza verenlerin imzalarını
çekmesinde CHP’li belediye yöneticilerinin etkili olduğu belirtildi. Bu durum,
delegenin ve partililerin tepkisine neden oldu. Genel merkezin tek adayı Ali
Hikmet Akıllı, seçimlerde 645 delegenin yarısının bile oyunu alamadı, 315 oyla seçilebildi.
Mersin’de de durum değişmedi. İl Başkan adayı olarak Alptekin Eser’in verdiği imza listesi incelendi. Faaliyet raporlarının okunması ve bazı milletvekillerinin konuşma yapmasının ardından, adayların divana sunduğu delege imza listesi kontrol edildi. Bu sırada divan kurulu, Alptekin Eser’in, 47 delegenin imzasını geri çekmesi, mükerrer delege imzalarının bulunması ve bazı kişilerin delege olmadığı halde listede adının olması gerekçesiyle adaylığının düşürüldüğünü bildirdi. Bunun üzerine Eser, kürsüye çıkarak Özkoç ve divan üyelerine tepki gösterdi, bazı parti üye ve delegeler arasında tartışma yaşandı. Seçime giremeyen Eser, divanın kararına tepki olarak konuşma kürsüsünde uzun süre bekleyişini sürdürdü ancak bazı partililerin ikna çabalarının ardından kürsüden ayrıldı. Oylamada 630 kişilik hazirun listesinde sadece 542’si sandığa giderek oy kullandı. 459 geçerli oyun sayıldığı seçimde tek başkan adayı olan Adil Aktay’a sadece 428 oy çıktı
DELEGE TEPKİSİ
Adının açıklanmasını istemeyen bir CHP Parti Meclisi üyesi,
yaşananların CHP’nin geleneklerine de ideolojisine de aykırı olduğunu
vurgulayarak, şöyle konuştu: “İş o hale geldi ki genel merkez artık kongrelerde
divan başkanı bile atıyor. Divan başkanı şu kişi olacak diye talimat veriyor.
Bu CHP tarihinde görülmüş bir durum değil. Yapılan kongrelerde tek aday
olmalarına rağmen başkan seçilenlerin delegelerden aldığı destek her şeyi
anlatıyor. Bu tam anlamıyla delege tepkisidir.”
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY
Bir başka Parti Meclisi üyesi de şunları söyledi:
“Partililer partide mücadele ile sonuç alınabileceği konusunda umutlarını
tüketmeye başladı. ‘Ben ne yaparsa yapayım, yukarıdaki ekip önümü kesecek’
algısı tehlikeli bir hale geliyor. Yapılan tüm baskılara rağmen illerde yaşanan
durum büyük kurultayda da tekrarlanacak. Kılıçdaroğlu’nun karşısına yeni aday
çıkması engellenecek. Ama bütün kurultay delegesi hassasiyetine rağmen genel
başkan delege sayısının yarısının oyu ile seçilecek. Hele parti yönetimine
CHP’li olmayanlar doldurulursa iş daha da büyüyecek. CHP köklü bir partidir.
Böyle bir durumda kısa süre sonra olağanüstü kongre çalışmaları başlar. Bu
kaçınılmaz olur.”