24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nda yaşanan skandal ve akabinde dağıtılan ödüller bardağı taşıran son damla oldu. Mersin basınında aktif olarak çalışan genç gazeteci grubu MGC Başkanı Ahmet Ünal yönetimini topa tuttu.
Her yıl Cumhuriyet Meydanı’nda 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı “kutlayan” Mersin Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde Mersinli gazeteciler, bu yıl herhangi bir program yapılmamasının ardından tepkilerini artık yüksek sesle dile getirmeye başladılar. MGC yönetimini sert bir dille eleştiren genç gazeteciler, Cemiyet’in verdiği Altın Limon Ödülleri’ne de değinmeden geçmediler.
SERKAN TULTAK: “O ÇATIDA RAKI MASASI KURDUĞUNUZ GÜN KAYBETTİNİZ!”
MGC’ye en sert eleştiri Haberci Gazetesi’ndeki köşesinden Serkan Tultak’tan geldi. Tultak, sektörde saygınlık kalmadığını kaydederek, “Bugüne kadar bir tane köşe yazamamış, memleket meselesi hakkında fikir ortaya koyamamış kişiler var. İçimizde, benim gözümde sahtekâr diyebileceğim insancık tipleri bile var. Sonra saygınlık bekleyeceğiz. Peki, bu sektörle artık ilgisi kalmayanların, bu işi yapmayanların basın sektörü ile ilgisi kalır mı? Kalmaz değil mi? O zaman kimlerin bu sektörle ilgisi olmadığı halde bu sıfatları taşıdıklarına bir bakın bakalım. Hepimiz biliyoruz da bilmiyoruz işte! 2014 yılında yapılan cemiyet seçimlerinde hazirun cetvelinde 350’den fazla kişinin adı vardı. 23 yıldır bu sektörde olan ben, bırakın yarısını, neredeyse yüzde 90’nını tanımıyorum. Bu benim eksiğim değil, sizin kusurunuzdur! O listede yer alanların hepsi bu işi yapmıyor. Bu ayıp zaten size yeter. Olanları hepimiz biliyoruz da bilmiyoruz işte!” ifadelerini kullandı.
Altın Limon Ödüllerini de eleştiren Tultak, köşesine şöyle devam etti: “Bir de ödül törenleri var. Hak eden arkadaşlarımı tenzih ederek aynen “körler sağırlar birbirlerini ağırlar.” listesi olmuş. Etraflarında kimler varsa, hangi kurumlarla ilişkiler iyi ise onlara vermişler. Emekçi arkadaşlarımı ayrı tuttuğum tam bir komedi listesi! Sırf birilerine vermek için verilmiş. Kişi size başvurmayacak, siz onları bulacaksınız. Siz daha kendi özel günlerimize SPONSOR BULAMADAN sahip çıkamamışsınız! Sonra günün koşullarını bahane edip ‘onu yapamadık, bunu yapamadık’ diye dertlenmeyin. Bari birbirimize dürüst olalım. Siz o çatıda rakı masaları kurduğunuz gün kaybettiniz. Hepimiz biliyoruz da bilmiyoruz işte!”
HEDİYE EROĞLU: “ÖNCE KENDİMİZİ SORGULAYALIM”
Haberci Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hediye Eroğlu da MGC yönetimini eleştirdi. P Haber Gazetesi’ne konuşan Hediye Eroğlu, “Mersin gazeteciler Cemiyeti (MGC) üyelerinin kutlama programı yerine yazılı bir basın açıklaması yapmasına sessiz kalmaması gerekiyordu. Çünkü bu sadece cemiyet başkanının değil, bizim de sorunumuz. Biz üye olarak yönetimden ne talep ettik? Ne istedik? Derdimizi anlatabildik mi? Doğru insanları seçtik mi? Önce bir kendimizi sorgulayıp, çuvaldızı kendimize batıralım. Sonra onlara dönelim. Ama mesleğimizde örgütlülüğü Türkiye’de sağlayamadığımız gibi Mersin’de de sağlayamadık. Bugün cemiyetin yapısı istediğimiz standartlarda değil. Cemiyette son seçimlerde oy kullanabilen 245 üye var. Peki, bu 245 üye bugün neden Ata’nın huzuruna çıkmadı? Tek olarak olmaz. Ama bir cemiyetle birlikte yaparsam korkmam. Birlikten güç doğar derim. Meslek örgütleri birlikte mücadele için vardır. Biz demek ki üyeler olarak bunları cemiyetimizden isteyememişiz. Öyle bir yönetim seçememişiz. Yani sadece cemiyeti değil, yönetimi ve üyeleri de suçlamamız gerekiyor” dedi.
TEKİN OBAN: “OHAL’DEN ŞİKAYET ET, KAYYUMU TEBRİK ETMEYE GİT!”
Kilikya Gazetesi Köşe Yazarlarından Tekin Oban MGC’yi yanlış faaliyetlerinden dolayı tebrik ettiğini dile getirdi. Oban, “Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (MGC), ne hikmetse partilerden, odalardan, onlardan diğerlerinden daha geç davranıp bir metin yayınladı. Gazetecilerle birlikte bir açıklama yapma gayretine girmeden… ‘Mazideki Bayram’ başlığıyla, ”Tutuklu gazeteciler oldukça, ’24 Temmuz Basın Bayramı’nı kutlamayız” denmiş, yayınlanan metinde. Bu açıklama nedense bana MGC’nin Mersin Akdeniz Belediyesi’ne atanan Kayyumu ziyaret edip başarı dileğini hatırlattı. MGC’yi geç kalmışlıklarından, yanlış faaliyetlerinden dolayı tebrik eder ve kutlarım. Bir bayram var ise şayet, bu bayram onlardan başkasının değildir” ifadeleriyle yönetimdeki tutarsızlıkları dile getirdi.
Altın Limon Ödülleri’ne de değinen Tekin Oban, herkesin ortak kanısını köşesinde dile getirdi: “Verilen ödülleri unutup geçmeyeceğim tabi. Toplasan iki arkadaş dışında verilen diğer ödüller, adrese teslim gibiydi.”
ESAT DURAK: “LİSTE DEĞİŞİR, GÜNAH TEMİZLENİR”
Belki de en şaşırtan çıkış MGC Yönetimine yakınlığıyla bilinen Paskolik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Esat Durak’tan geldi. 24 Temmuz’da bir etkinliğin yapılmamasını eleştiren Durak, kendi sosyal medya hesabından da Altın Limon Ödülleri’ni eleştirdi. Durak, “Altın Limon Basın Ödülleri. Bir kaç gazeteci arkadaşım dışında çok tartışılacak bir liste. Emeğinin karşılığını bulamayanlar var bizim gibi.. Ama bunun günahını kimseye yüklemem, yükleyemem. Kabul ediyorum bizimdir günah. Bu liste gider bir başka LİSTE gelir. İşte O zaman bu günah temizlenir” diye yazarak, ödül listesinin hazırlanışına ne kadar “güvendiğini” belirtti.
CEMİYET’TEN SKANDAL SAVUNMA: “AHMET ÜNAL RAHATSIZDI”
24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı etkinliklerinin yapılmamasına yine P Haber’de değerlendiren MGC Başkan Yardımcısı Fatih Şahin, yönetimin kurumsallaşamadığını da itiraf etti. Şahin, programın olmamasında MGC başkanı Ahmet Ünal’ın rahatsızlığını bahane etti.
MGC Başkan Yardımcısı Fatih Şahin “Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde başkan yardımcısıyım. OHAL kapsamındayız. OHAL’den izin almak gerekiyordu. Şuan izinsiz hiçbir şey yapılmıyor. Biraz onun endişesi biraz da Cemiyet başkanımız Ahmet Ünal’ın sağlığı el vermediği için yazılı bir açıklama yapmakla yetindik. Ben başkan yardımcısı olarak tepkimi gösterdim ama örgütsel mücadele çok önemli. Meydanlarda bağırabiliriz. Tek tek değil, birleşerek sesimizi duyurup, güçlü olabiliriz. Maalesef bu sene bir etkinlik yapamadık ama önümüzdeki yıllarda inşallah hep birlikte örgütsel bir mücadeleyi hep beraber yapalım” dedi.