Feminist Konca Kuriş Mersin tarihindeki önemli yaralardan biri. Bundan tam 21 yıl önce 16 Temmuz 1998’de Mersin’de evinin önünde kaçırılan Kuriş’in Hizbullah terörüne kurban gitmesi Türkiye için önemli bir dönüm noktası olmuştu. İşte Konca Kuriş ve detaylar…
Müslüman feminist Konca Kuriş 16 Temmuz 1998 tarihinde,
yanındaki eşi etkisiz hale getirilerek Mersin’deki evinin önünden silahlı üç
kişi tarafından kaçırıldı. Kuriş’in, unutturulmak istenen diğer
kayıpların arasına karışmasından endişe eden İstanbul Bağımsız Kadın Platformu,
2 Ağustos günü Taksim Meydanı’nda bir gösteri yaptı. “Düşünceleri, siyasi
görüşleri, dini inançları, kadın sorunlarına bakışları ne olursa olsun, her
türlü baskıya ve şiddete maruz kalan kadınlarla dayanışma” içinde olduklarını
belirterek Kuriş’in sağ bulunmasını istedi.
Konca Kuriş’ten 18 ay boyunca haber alınamadı.
Kaybedilişinin birinci yılında, üyesi olduğu Mersin Bağımsız Kadın Derneği bir
basın bildirisi yayınlayarak Kuriş’in bir an önce bulunması için hükümet
yetkililerini çaba göstermeye çağırdı.
Kötü haber aylar sonra Konya’nın Meram ilçesinden geldi.
Konca Kuriş Hizbullah tarafından 35 gün sorgulanıp işkence gördükten sonra
öldürülmüştü. Güçlükle teşhis edilen cesedi Konya’daki mezar evin bodrumunda,
sorgu kasetleri Beykoz’da bir villada bulundu. Kuriş, dinin dogmatik bir
biçimde yorumlanmasını eleştirdiği, feminist olduğu ve bunu açıkça belirttiği
için Hizbullah’ın hedefi olmuştu.
KONCA KURİŞ KİMDİR?
16 Ekim 1961 yılında doğan Konca Kuriş Türk Müslüman feminist yazardır. 17 Temmuz 1998’de evinin önünden gece yarısı eşi Orhan Kuriş etkisiz hale getirilerek kaçırılmıştır. 555 gün sonra 23 Ocak 2000’de Konya’nın Meram ilçesinde Hizbullah’a ait ölüm evinin bodrumunda ölü bulunmuştur. Konca Kuriş, İslamiyet ile 1987 yılında Nakşibendi Tarikatı ile tanışmıştır.
Daha sonraları Allah’a ulaşmanın yolunun tarikat ile olmayacağını savunarak “Sadece Kuran” diyerek yoluna devam etmiştir. Nakşibendi Tarikatı, Nur Cemaati, Süleyman Efendi Cemaati, Türk Hizbullahı ve Yehova’nın Şahitleri gibi birçok cemaat ve örgüt ile tebliğ amacı güderek temas halinde olmuştur. Bilinenin aksine hiçbir dönem Türk Hizbullahı’nın üyesi olmamıştır. Kur’an’ın dogmatik bir şekilde yorumlanmasını eleştirdiği için Türk Hizbullahı’nın hedefi haline gelmiştir.
1998’de kaçırılarak kaybolan Kuriş, 38 gün boyunca Hizbullah üyeleri tarafından işkence görmüş ve öldürülüp, Konya’nın Meram ilçesinde sorgulandığı evin bodrumuna gömülmüştür. İşkence seansları katilleri tarafından kaydedilmiştir. Cesedi, 23 Ocak 2000 tarihinde Hizbullah evlerine düzenlenen operasyonlarda bulunmuştur.
Aslında doğrusunu söylemiştir. Tarikat ile değil Kur’an ve sünnet ile Allah’a ulaşılır. Feministmiş o ayrı mesele, kendisini ilgilendirir, beni ilgilendirmez. Ben Kur’an ve Sünnet ölçeğinden bakıyorum. İslam’ın önünde en büyük engel tarikatlar ve cemaatlerdir. Çünkü İslam’a katkıları yoktur. Belediyelerde, bakanlıklarda ve bağlı kuruluşlarda kadrolaşma ve ihale takipçiliği yapmaktan başka ne yapıyorlar? İslam bu laik ülkeye gelmiyorsa, birinci sorumlusu yukarıda bahsettiğim gruplar, ikinci sorumlular da Müslümanlık adına ortaya çıkan siyasi partilerdir. Siyasi partilerin hiçbirisi – mamafih ambleminde şeriat partisi yazsa dahi- İslam ile alakaları yoktur. Çünkü İslam’da menfaat gözetmek için siyaset yapılmaz, yönetim mekanizması oluşturulmaz. Yani ülke yönetilmez. Nedenlerini de yazmıyorum.
Aslında doğrusunu söylemiştir. Tarikat ile değil Kur’an ve sünnet ile Allah’a ulaşılır. Feministmiş o ayrı mesele, kendisini ilgilendirir, beni ilgilendirmez. Ben Kur’an ve Sünnet ölçeğinden bakıyorum. İslam’ın önünde en büyük engel tarikatlar ve cemaatlerdir. Çünkü İslam’a katkıları yoktur. Belediyelerde, bakanlıklarda ve bağlı kuruluşlarda kadrolaşma ve ihale takipçiliği yapmaktan başka ne yapıyorlar? İslam bu laik ülkeye gelmiyorsa, birinci sorumlusu yukarıda bahsettiğim gruplar, ikinci sorumlular da Müslümanlık adına ortaya çıkan siyasi partilerdir. Siyasi partilerin hiçbirisi – mamafih ambleminde şeriat partisi yazsa dahi- İslam ile alakaları yoktur. Çünkü İslam’da menfaat gözetmek için siyaset yapılmaz, yönetim mekanizması oluşturulmaz. Yani ülke yönetilmez. Nedenlerini de yazmıyorum.