Demokrat Parti ile Mersin’de kurdukları ittifak çerçevesinde Aufer Yılmaz’ı destekleme kararı Alan İYİ Parti’nin Genel Başkanı Mersin’de konuştu: “Özellikle 28 Şubat döneminde yine demokrasi yanında demokrasi aşığı Mersin Milletvekillerinin kaya gibi yerinde durduğunu gördüm. O günün postallarından korkanların karşısında durduk. Ama Hacı Başkan, sana yapılan bu komploya üzüldüğüm kadar hiç üzülmedim. Ben insanların bu derece namert olabileceğini hiç düşünmedim. Bu komployu yırtıp atmak hepimizin görevidir.”
Yoğun tezahüratlar eşliğinde sahneye gelen Akşener,
“Öncelikle çok değerli kardeşim Gültekin Uysal Beyefendi ve Hacı Başkanım
deyip, hiç yaş farkımızı bilmeden var mı yok mu bilmeden ağabey olarak gördüğüm
Burhanettin Kocamaz’a teşekkür ederim” diyerek sözlerine başladı. “Benim
için bir kız kardeş olan Ayfer Yılmaz. Politikaya birlikte başlamıştık.
İstanbul’dan Ankara’dan aday olabilirdi ama Mersin’i tercih etti” diyen
Akşener, sözlerine şöyle devam etti:
“İNSANLARIN BU DERECE NAMERT OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEDİM”
“1995’ten bahsediyorum. Arslanköy değerli bir
milattır ama o sandıkların üzerine oturan işte bu nergis kokulu kadınlardı.
Zaman zaman Mersin’e geldik gittik. Mersin hep bizim karanlık zamanlarda,
içimizin yandığı, haksızlığın diz boyu olduğu zamanlarda içimizin ferahladığı
bir demokrasi şehri oldu. Hep bu ferahlamayı ağırlıklı olarak Mersinli
kadınlarla gerçekleştirdik. 25 yıllık siyasi hayatımda, pek çok acılı
zamanlara, milletimizin haksızlığa uğradığı dönemlere şahitlik ettim. Özellikle
28 şubat döneminde yine demokrasi yanında demokrasi aşığı Mersin
Milletvekillerinin kaya gibi yerinde durduğunu gördüm. O günün postallarından
korkanların karşısında durduk. Ama Hacı Başkan, sana yapılan bu komploya
üzüldüğüm kadar hiç üzülmedim. Ben insanların bu derece namert olabileceğini
hiç düşünmedim. Bu komployu yırtıp atmak hepimizin görevidir.”
“BU ŞIMARIKLIĞA BİR SON VERMENİZİ İSTİYORUM”
“Bu komplo millet iradesine, millet iradesine
Mersinlinin iradesine korkakça yapılan bir komplo ve ihanettir. Şimdi bir şey
yapılacak. Ben Sayın Ayfer Yılmaz’a Milletvekilliğini teklif etmiştim kabul
etmedi. O 24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığını alabileceğimizi düşünerek Genel
Merkez’de benimle çalıştı. Ancak Burhanettin başkanın kendisine bu görevi
teklif etmesinden sonra bana, ‘Bu bir vatan görevidir ve bu Mersin kızı olmanın
getirdiği bir sorumluluktur. Ben bu göreve varım ve bunu bir fedakarlık olarak
görmüyorum. Ayfer Yılmaz Mersin’in kara çadırının kızı olarak, Burhanettin
abisinin teklifini kabul ederek, Mersin’de düşürülmeye çalışılan demokrasi
bayrağını yerden kaldırıp burca dikmek için burada. Hanımefendiler,
Arslanköy’de o sandıkların üzerine oturan kadınlarımızın evlatları kız
kardeşleri. Sizin üzerinize yapılan bu komployu, az kalan zamanda kapı kapı
gezerek insanımıza bu yapılanı anlatarak bu hizmet yarışını kazanacaksınız
kazanacaksınız kazanacaksınız…
Ben İYİ Parti Genel Başkanı olarak burada bulunabilirim ama
DYP’nin İçişleri Bakanı, şapkamla birlikte buradayım. Ayfer Yılmaz’ı seçmenizi
seçtirmenizi istiyorum. Bu şımarıklığa bir son vermenizi istiyorum.”
“SAYIN ERDOĞAN…”
“Sayın Erdoğan, “tek bayrak” diyorsun
hangi bayrak? Ben diyorum ki Türk bayrağı. Diyorsun ki “tek millet”
hangi millet? Ben diyorum ki Türk Milleti. Diyorsun ki “tek
vatan” Hangi vatan? Türk vatanı! Buradan soruyorum, 17-18 milyon
adayın tamamını kadınıyla erkeği ile terörist ilan etme haddini ve hakkını
kendinde buluyorsan, söyle bakalım bu tek bayrak, tek millet, tek vatan
neresidir? Bu soruyu sormaya senden cevabını alana kadar devam edeceğim.”