ŞOK AÇIKLAMA: MERSİN’DE İNCELEMELERDE BULUNAN PROF.DR. ERCAN TESPİTLERİNİ AKTARDI: “SORUN BÜYÜK!”

Mersin’de incelemelerde bulunan Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan, Mersin’in deprem hazırlık planının olmadığını söyledi. 1980 öncesi yapılan yapıların çok kötü duruda olduğunu ifade eden Ercan, “Soli çevresinde arkeolojik sit üzerinde gökdelenler var. Çay, Çilek, Karacailyas ivedi kentsel dönüşüme girmeli. Rezonans taraması yapılıp, çalkalanacak yapılar depremi beklemeden yıkılmalı. Sorun büyük” dedi.

Mersin’le ilgili değerlendirmelerini sosyal medya üzerinden yapan ve Mersin’in yapılaşma sorununa sürekli olarak dikkat çeken Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. R. Ahmet Övgün Ercan, şehrin kentsel dönüşüm, deprem sorunları üzerine görüşlerini aktarmak üzere Mersin’e geldi.

Konferans öncesinde Mersin’in birçok noktasında incelemelerde bulunan Prof. Dr. Ercan, şehrin deprem analizini yaptı. İnceleme sonrası görüşlerini sosyal medya üzerinden aktaran Ahmet Övgün Ercan, kentse dönüşüm zorunluluğuna ve sahilde yüksek katlı binaların içerdiği tehlikelere dikkat çekti.

Gökdelenlerin kıyıda olmaması gerektiğini savunan Ercan, “Türkiye’nin Bahama’sı Mersin’deki bilimdışı gökdelenler; jeofiziğe, jeolojiye, depremlere meydan okuyor. Ey Yer-Yapı Denetim kuruluşları, Büyükşehir Belediyesi, Çevre Bakanlığı, Afet İşleri siz bunlara nasıl izin verirsiniz? Yazık bu ülkeye, yazık Çukurova’ya, yazık kişi yaşamına” dedi.

“MERSİN’DE NÜFUS ARTIŞI VE GÖKDELENLER DURDURULMALI!”

Mersin ve Adana’daki gökdelenlerin taranması gerektiğine dikkat çeken Ahmet Övgün Ercan, “Mersin ile Adana’da hangi arsada kaç katlı yapı yapılacağına jeofizik mühendisleri ölçerek karar vermeli. Belediye meclisi onaylamalı. Oysa durum tersine işliyor. Bilimin ışığından yararlanılmalı. Artık deprem yıkımları olmasın, insanlarımız ölmesin. Mersin, Adana gökdelenleri taransın. Aşırı çalkalanmaya uğrayacak gökdelenler altına sarsıntı yalıtıcıları takılarak yıkım önlensin. Deprem teknolojilerini sanayide Türkiye geliştirilsin, yaygın kullanılsın. Mersin’de 2 milyon kişi, 900 bin araç var. Doğal gaz kullanım oranı yüzde 50. Hava 300 gün kirli. Dıştan alınan çöpün yüzde 70’i Mersin’e geliyor. Soda sanayi ile krom atıkları önemli sorun. Berdan baraj suyu içmek için yetmiyor. 400 bin sığınmacı var. Gökdelen ile nüfus artışı durdurulmalı” uyarısında bulundu.

Mersin’de güvenli gökdelenler olduğunu da belirten Ercan, “Mersin’de tortul altı çakıltaşı üzerine kazıklarla, bütün temelle, su yalıtımıyla oturtulmuş gökdelenlerde taşıma, sıvılaşma sorunu yok” diye konuştu.

“DİREK ÜSTÜ” YAPILARI DA İNCELEDİ: “YUMUŞAK KATA DUR DE!”

Mersin ve Adana’da “direk üstü” tabir edilen yapıları da inceleyen Ahmet Övgün Ercan, şöyle devam etti:  

“Mersin ile Adana’da girişe yumuşak kat yapıp araç bırakmak deprem yıkımını kolaylaştırır. Yumuşak kata dur de!”

“1980 ÖNCESİ YAPILAN YAPILARIN DURUMU ÇOK KÖTÜ!”

Mersin’de organize sanayi konumunun deprem güvenli yerde olduğuna ifade eden Ercan, organize sanayi bölgelerinin olduğu yerde sıvılaşma, rezonans, statik sorununun olmadığını vurguladı.

Mersin’in deprem hazırlık planının olmadığını ifade eden Ercan, kentsel dönüşüm yapılması gereken yerlere dikkat çekti. Ercan açıklamasını şöyle sürdürdü:

“1980 öncesi yapıların durumu çok kötü. Soli çevresinde arkeolojik sit üzerinde gökdelenler var. Çay, Çilek, Karacailyas ivedi kentsel dönüşüme girmeli.Rezonans taraması yapılıp, çalkalanacak yapılar depremi beklemeden yıkılmalı. Sorun büyük.

Mersin’de gevşek tortullar altında anakaya çakıltaşı, yumurtataşı(marn), kireçtaşı. Tortulun sığ olduğu yerlerde yapı-deprem sorunu yok. Ancak Mezitli, Viranşehir, Tece’de sarsıntı büyütmesi 2-4, Vs 150-250 m/sn, sıvılaşma, çalkalanma, devrilme sorunu var.

Mersin’de kentsel dönüşüm denizden Toroslara kademeli yükselmeli. Ancak durum tersine. Kamu arsaları ticariye dönüştürülüp 20-35 katlı gökdelenler yapılıyor. Yapı m2 maliyeti 500 ile 800 dolar. İş çığırından çıkmış. Kentsel tasarım olmadan dönüşüm yapılamaz. Çarpıklığa dur de!”

BAKMADAN GEÇME: