Mersin Barosu’nda bir grup sol kesimi temsil eden avukat, Baro yönetimini 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesinde sessiz kalmakla suçladı. Özellikle Ak Parti iktidarı döneminde yoğun muhalif çizgide ön planda yer alan Mersin Barosu’nun yeni yönetimine yapılan bu baskı, vesayet rejiminin sürdürülmesi olarak yorumlandı.
Mersin Barosu’nda “eski” dönemin, yeni yönetime vesayet kurma çalışmalarının referandum öncesinde ayyuka çıktığı öne sürüldü. 16 Nisan’da gerçekleşecek olan Anayasa Değişikliği referandumu öncesinde Mersin Barosu’nun yönetimi, bir grup sol görüşlü üye tarafından “sessiz kalmakla” suçlandı.
Özellikle Ak Parti iktidarı döneminde sert muhalif bir çizgide yer alan Mersin Barosu’nun değişen yönetim anlayışı, eski düzeni temsil eden grubun tepkisini çekmeyi sürdürüyor. Muhalif çizgide yer almalarını “öncü baro” olarak nitelendiren grubun, şu anki mevcut yönetimin anlayışın öncü baro sıfatına yakışmadığı savunmaları da tepki topladı.
RAHATSIZLIKLARI SAĞ’IN YÜKSELMESİYMİŞ!
Türkiye ve dünyada sağ konjonktürün yükselişe geçtiğini savunan Baro’nun eski dönem savunucuları, yeni yönetimin de bu çizgide olduğunu iddia ederek, bu çizginin Mersin Barosu’na yakışmadığını öne sürdüler.
AÇIKLA AMA ESKİSİ GİBİ MUHALEFET OLARAK AÇIKLA!
Mersin Barosu yönetiminin referandum kararını açıklamasını isteyen muhalifler, bu kararı açıklarken de Mersin Barosu’nun “geçmişteki çizgisine” ters düşmeyecek doğrultuda açıklama yapması gerektiğini söylemeleri de asıl niyetlerini ortaya koydu. Bu tutumu bir kısım avukat vesayet kurma çabası olarak yorumladı.
“BARO’NUN GÖREVİ SOKAĞA İNİP, ANARŞİ YARATMAK DEĞİLDİR!”
Baro’ya avukatlık mesleğini icra etmek isteyen kişilerin mecburi üye olmak zorunda olduklarını ve her görüşten avukatın baroda yer alma zorunluluğunu unutan yeni muhalefet, bu tavrıyla ve kurmaya çalıştığı baskıyla tüm avukatlar üzerinde vesayetini sürdürmek istemesi de tepki topladı. Baro’nun öncelikle bir meslek örgütü olduğunu savunan bazı avukatlar, “Kim Evet der, Kim hayır der, bu kişileri bağlar. Benim bağlı bulunduğum meslek örgütümün yöneticilerinin Evet ya da Hayır diye net bir tavır sergilemesini hoş karşılamıyoruz. Baro’nun üstüne düşen yapılan bu hukuki değişimlerin Evet neden Evet, Hayır neden Hayır’ı topluma objektif bir şekilde sunulmasını sağlamaktır. Tarafsız bir biçimde anlatılmasına Evet ama Baro’nun tarafgir tutumla toplumu yönlendirmesine Hayır. Bu baronun içinde her görüşten avukat var. Daha önceki dönemlerde üye olarak içimize sinmeyen yönetim açıklamaları ve eylemler olmuştur. Bunun karşılığında da yönetim el değiştirmiştir. Baro’nun görevi, sol, sağ, muhalif, iktidar yanlısı değil, adalet terazisi anlayışına uygun toplumu doğru, objektif ve her görüşe saygılı bir biçimde bilgilendirmektir. Herkesten önce sokağa inip, anarşi yaratmak değil” açıklamalarıyla tepki gösterdi.